Open P.tesi-Cuma 09:00-20:00
Email info@muratolmez.com Telefon +90 532 507 34 42

İnternet üzerinden ürün satarken uygulanacak 10 altın kural

E-Ticaret ve E-İş, kendi işini kurmak isteyen girişimciler için yeni fırsatlar oluşturmaktadır. Küçük girişimciler, web üzerinde açtıkları e-dükkanlarda farklı ürünler satabilmekte, danışmanlık hizmetleri verebilmekte ya da 2000’li yılların popüler konusu olmaya aday, “bilgiyi arama ve işine yarayan kişiyle buluşturma” yani “bilgi danışmanlığı” yapabilmektedirler. Aşağıda, web üzerinde e-iş, e-ticaret uygulamaları yaparken ve e-dükkan açarken ilk anda dikkat edilmesi gereken bazı unsurlar özetlenmiş durumda. Bu bilgiler, http://store.yahoo.com adresindeki dökümanlardan yararlanarak düzenlenmiştir.

1) İlk kural, tabii ki çok çalışmak! Unutmayın ki, bir lise öğrencisi, büyük bir şirketten daha iyi ve çekici bir web sayfası yapabilir. Bu yüzden, internet üzerinden servis veren şirketlerin büyüklükleri, dükkan vitrini sayılan web sayfaları sözkonusu olduğunda, o kadar da önemli değildir!

Ürün tanıtımı ya da satışı yapılan bir web sitesi, sürekli ilgi ve canlı tutulmak ister. Unutulmamalı ki, milyonlarca müşteri internette geziniyor ama aynı zamanda binlerce e-dükkan da, sadece 1 fare tıklaması uzaklıkta! O yüzden ilgi çekmek son derece önemli. Bunun için de çok çalışmalı ve web’in özelliklerini kullanarak e-dükkanınızı “farklı” yapmalısınız. Sonuçta, internet üzerinde iş kurmak ta, normal hayatta iş kurmaya benzer. Başarılı olmanın altın kuralı aynı : çalışmak, çalışmak, çalışmak.
Web, size müşterilere ulaşabileceğiniz ucuz bir kanal sunar. Bu kanalı verimli kullanmak ve internet üzerinde e-ticaret yapmak için çok paraya ihtiyacınız yok. Sadece, dikkatli ve süreklilik içinde çalışmak.

2) Faaliyet Sahasını ve Satacağınız en Uygun Ürünü Bulmak: Çok çalışmak birçok şeyi değiştirse de, öncelikle sizinle benzer ürünleri satan web şirketleriyle rekabet edip edemeyeceğinizi iyi saptamanız lazım. Sonrasında, bunu göze alan bir ürün portföyü ve satış stratejisi geliştirmelisiniz. Web şirketleri farklı ülkelerde olsa bile, internet kullanıcıları (potansiyel müşteriler) için sadece iki farklı web sayfasıdırlar. O yüzden, söz gelimi, Türkiye’de CD satan bir e-dükkan açıp bu konuda güçlü bir altyapısı ve deneyimi olan başka bir Amerikalı ya da Avrupalı şirketle rekabet etmek zor olabilir. Ama, söz gelimi, Türk Müziği CD’leri satan bir dükkanın daha fazla başarılı olma şansı vardır. Bu yüzden, faaliyet sahasını ve satılacak ürünü seçmek son derece önemlidir.

3) Web Sayfasının Kalitesi : Web sayfasının ne kadar kaliteli hazırlandığı müşterinin ilgisini çekmek için son derece önemlidir. Çok iyi hazırlanmış bir web sayfası, o sayfada satılan ürünleri satın alacak müşteriler için de bir güven unsuru olacaktır. Doğal olarak, web sayfasının kalitesi orada sattığınız ürünün kalitesi ile doğrudan orantılı değildir. Ama, e-dükkanların vitrini de hazırlamış olduğunuz web sayfalarıdır!. Hiç vitrini iyi hazırlanmış bir dükkanla, hazırlanmamış olan bir olur mu?
İyi hazırlanmış web sayfaları sade görünür, renk seçimleri ve yazı tipleri göze hoş gelir ve sitenin ismine, içeriğine uygundur. e-dükkanlar için hazırlanan web sayfalarında, ürün tanıtımları için ve genel bilgi amaçlı olarak yüksek kalitede resimler kullanılmalıdır. Ancak, yüksek kaliteli resim hiç bir zaman yüzlerce kilobyte uzunluğunda olmamalıdır!! Olabildiğince kaliteli, ama az hacimli resimler olmalı (sadece birkaç kilobyte kadar!). Unutmayın ki, dükkanınıza gelen herkes yüksek hızlarla internete bağlanmıyor!

Benzer şekilde, web sayfalarına koyduğunuz he türlü bilgi ve anlatımda kelime yanlışları ya da anlam bozuklukları da olmamalıdır.

4) Gezilmesi kolay dükkanlar yapın : E-dükkanınızı, gezilmesi, alışveriş yapılması kolay yapın. Web sayfaları TV kanalları gibidir. Sitenize gelen birisi bilgiler ve ürünler arasında kaybolur, aradığını bulamazsa başka bir sayfaya (muhtemelen başka bir e-dükkana) “zapping” yapacaktır. Bunu engellemenin yolu, sitenizi olabildiğince basit (kolay gezilir) ve sade yapmaktan geçer. E-ticaretin ilk yıllarından beri yapılan uygulamalardan görülmüştür ki, insanlar web sayfalarında “frame” görmekten pek hoşlanmıyorlar. Bu yüzden, frame kullanmaktan kaçının.
Ayrıca, insanların dükkanınızı gezmesini istiyorsanız (unutmayın, birşey almak zorunda da değiller… iyi izlenim edinen bir ziyaretçi, hiç bir şey almasa da, arkadaşlarına bedava tanıtımınızı yapacaktır!!), onların önlerine “sitenize kayıt olma zorunluluğu”, uzun ve bıktırıcı boşluklarla dolu bilgi formları vb çıkartmayın. E-ticaretin ilk yıllarında yapılan tipik yanlışlardı bunlar. Belki yanlış demek yerine, e-alışveriş yapanların hoşlanmadığı ve ısınamadığı uygulamalar diyelim. Sistem kendi dinamizmini ve raconunu oluşturuyor. Ziyaretçiler, fare (mouse) ile tıklamaya bayılırlar, ama birşeyler yazmaktan hoşlanmazlar! Müşterilerinizin tek yazacağı şey, kredi kartı bilgileri olmalı! Bilgi amaçlı düzenlediğiniz anketleri bile, yazılı değil de çoktan seçmeli butonlarla (düğme) oluşturma yoluna gidin.

5) Mağazanız “sanal” olabilir. Ama, siz her halinizle e-dükkanınızda “gerçek” olun. Bunu ziyaretçilerinize hissettirin. Mutlaka, bir e-dükkan açmadan önce birkaç tane e-dükkandan alışveriş yapın. Bu dükkanları ve web tasarımlarını, sizde uyandırdıkları izlenimleri (güven, ilgi vb) alıcı gözle değerlendirin. Artık, 7-8 yaşındaki çocuklar bile web sayfası yapıyor. Sitenize gelen müşterilerin güvenli bir yerden alışveriş yapıyor duygusunu yaşamalılar. Sattığınız ürünlerin bir kataloğunu müşterilerinize sunun. Gerçekten “iş yapmak istediğiniz” mesajını mutlaka verin. ötü bir web sayfanızın olması tabii ki hiç olmamasından daha iyidir, ama, bu şekilde de pek bir iş yapıp para kazanamayabilirsiniz.

6) Verdiğiniz Servisleri Ön plana çıkartın : Söz gelimi; müşteri destek servislerini, ürünlerinizle ilgili ilk anda sorulabilecek sorular ve cevaplarını sayfalarınızda ön plana çıkartabilirsiniz. Ayrıca, e-dükkanınızdan alınan ürünleri (siparişler) hızlıca teslim etmek (kimse aldığı bir ürünün haftalar sonra eslim edilmesini istemez, değil mi?) ve bunu vurgulayarak söylemek müşteriler için çok iyi bir etki bırakacaktır.

Her müşteriye aynı önemi verin. Ve mutlaka bir e-posta yazışma adresi bağlantısını ana sayfanıza (dükkanınızın girişine/vitrinine) koyun. Bu yolla, söz gelimi, ziyaretçilerin, ürünleriniz hakkındaki fikirlerini sorabilirsiniz.
E-dükkanınıza gereksiz bağlantılar (link) koymayın. Yoksa, ziyaretçilerinize başka yerlere “zapping yapma” imkanını keni ellerinizle vermiş olursunuz. Kendi kendinize gol atmayın.

7) Sitenizin reklamını/tanıtımını yapın : e-dükkanınızı tanıtmanın 2 yolu var : (i) Sitenizi arama motorlarına kaydettirin. Tüm dünyada en çok bilinen 8 tane arama motoru vardır. Bunlar,
Kalan tüm arama motorlarının aldığı pay %1 civarındadır.
Arama motorları, belirli aralıklarla, kendilerinde kayıtlı web sayfalarını ziyaret edip onları, içlerinde kullanılan kelimelere göre indekslerler. Böylece, arama yapanlar, o indeks kelimelerini girdiklerinde, kelimelerin geçtiği ilgili web sayfalarının adreslerine erişirler. Web sayfalarının içinde, özel HTML komutlarıyla, anahtar kelimeler verilir. Arama motorları ilk bu kelimelere bakarlar. O yüzden, anahtar kelimeleri dikkatli seçmek, arama motorları kullanarak arama yapan müşterilerin e-dükkanınızı bulmalarını kolaylaştıracaktır. Ayrıca, sattığınız ürünleri, şirket adını vb belirten kelimeleri metin içinde de belli aralıklarla kullanın. Arama motorlarının bazıları, doğrudan metinde geçen kelimeleri de indekslerler. Bu şekilde, anahtar klime bazlı aramalarda e-dükkanınızın adının çıkmasını sağlayabilirsiniz. Ama, arama sonuçlarında en başa yerleşmek istiyorsanız, ne yazık ki bunun standart/sihirli bir yolu yok. Olsa bile, herkes kullanır ve bu da sonuçta pek birşeyi değiştirmez.
Bölgesel olarak ta, söz gelimi, Türkçe arama servislerine sitenizi kayıt ettirmek sizin yararınıza olacaktır.
(ii) İkinci yol olarak, sitenizin reklamını çok ziyaret edilen bazı popüler sitelere verebilirsiniz. (günlük gazete siteleri, arama motorları vb gibi). Ancak, web reklamları oldukça pahalı olabilmektedir. Bu tip reklamlar, o reklama tıklayıp sitenize ulaşan kişi başına bir ücret ödemeden tutun da, sabit ücret ödemeye kadar birçok şekilde olabilir.
8) Fiyatlarınızı Düşürün : İnsanlar, alıştıkları dükkanlara giderler. Bu, e-dükkanlar için de böyledir. İnsanların “ayaklarını alıştırmanın en etkili yolu” da fiyatları düşürmek. Web’in mailyetleri düşüren bir kanal olduğunu hatırlayıp, ürünlerinizi, normal piyasada satılandan daha ucuza satıp aynı karı elde edebileceğinizi unutmayın.

9) Sitenizi Düzenli Olarak Güncelleyin : Bazı ürünleri her gün değişecek şekilde ana sayfanızda öne çıkartabilirsiniz. Sitenize gelen bir ziyaretçi, bir kaç gün öncesine göre farklılıklar bulmalı. Periyodik olarak değişen kısa anket soruları da koyabilirsiniz.

10) Sabır : E-Dükkan açılır açılmaz, hemen bir sürü müşterinin gelmesini beklememek lazım. Alışveriş yapan kişilerin sizin dükkanınızı farketmesi biraz zaman alacaktır. İnternet çok büyük. Milyonlarca kullanıcı ve birbirine rakip binlerce e-dükkan var. Birileri sitenizden alışveriş yapmaya başladı mı arkası gelecektir.

Bu yazı güncellenecektir.